WHITEGUY HOMEPAGE
whiteguy_74@yahoo.com

ANASAYFA LİNKLER KOSKOMİK BİLİM&TEKNİK SİZDEN BİZE MUHTELİF DOWNLOADS

SOHBET

FIKRALAR

 

DİYOJEN

    Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara
çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
"Ben çekilirim!!!"

SOKRATES    

    Filozof  Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiçbir tepki göstermiyor, bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
Sokrates: "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağnak zaten bekliyordum" demiş.

GEMİ

    İçinde değişik ülkelerden yolcusu bulunan bir gemi buzdağına çarpar ve batmaya başlar. Birinci kaptan, ikinci kaptana emir verir:
-Herkese söyle gemiyi terketsinler!
O
n dakika sonra 2.kaptan gelir ve kimsenin gemiyi terketmediğini söyler.
-Sen geç dümene bir de ben deneyeyim der 1.kaptan. On dakika sonra 1.kaptan gelir ve herkesin gemiyi terketmeye başladığını söyler.
-Nasıl başardınız bunu diye sorar 2.kaptan.
nce İngilizlerle konuştum ve onlara gemiyi terketmemenin İngiliz centilmenliği ile bağdaşmayacağını söyledim, atladılar. Sonra Amerikalılara yüzmenin faydalı bir spor olduğunu söyledim onlar da terk ettiler. Araplara ise " soğuk suyun cinsel gücü artırdığını söyledim" onlar da atladılar.
-Peki Türkler'e ne söylediniz?
-Burada denize girmek yasaktır!  

KÖPEK İLE TAVŞAN

    Köpeği ile yaşayan bir genç İstanbul’da bir bahçe katı daire kiralar. Dairenin önünde bir teras vardır. Yan dairede de ev sahibi yaşlı kadın ve oğlu oturmaktadır. İki dairenin teraslarından birbirine geçilebilmektedir. Kiracı genç taşınırken ev sahibinin oğlu kiracıya şöyle der: " Köpeğinize ne olur dikkat edin, annemin tavşanına birşey yapmasın. Annem yaşlı, o hayvana da çok bağlandı, tavşana birşey olursa yaşayamaz." " Tavşanın kafesi terasta duruyor, aman dikkat". Kiracı da dikkat edeceğını söyler. Gel zaman git zaman, köpek ve tavşanın birbirileri ile hiçbir sorunu olmaz, beyaz tavşan da iyice büyür. Tavşan bazen kafesinde duruyor, bazen de terasta dolaşıyordur. Bir gece köpek ağzında birşey ile sahibinin yanına gelir. Sahibi bir de bakar ki köpeğin ağzındaki şey ev sahibinin beyaz tavşanı, ama ölü ve çamur içinde! Kiracı paniğe kapılır, ölü tavşanı alıp bir güzel yıkar, tüylerini saç kurutma makinası ile kurutup kabartır ve usulca yan terasa süzülüp tavşanı kafesine bırakır.
    O
gece, suç üzerine kalacak korkusu ile köpeği alıp annesine gider. Bir hafta sonra döndüğünde ev sahibinin oğlunu görür. Genç kederlidir. Kiracı tedirgin tedigin ne olduğunu sorar. Ev sahibinin oğlu cevap verir: Siz yoktunuz tabi, bilmiyorsunuz...annem vefat etti...Kiracı suçlulukla yutkunarak sorar: " Başınız sağolsun,  nasıl vefat etti anneniz?"   Ev sahibinin oğlu cevap verir: Tavşanı beslemeyi unutmuşuz, hayvancağız ölmüş. Annemle birlikte tavşanı bahçeye gömdük. Ertesi sabah annem tavşanı hortlamış, kafesinde görünce kalbi dayanamadı zavallının...  

KAMYON ŞOFÖRÜ

    Genç çocuk, son model BMW'si ile yolda ilerlerken kırmızı ışıkta durur. Tam o sırada arkadan gelen bir kamyon büyük gürültü ile arabaya çarpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanın arkası haşat. Kamyonun şoförü gencin ayaklarına kapanır:
- “Abicim sen beni affet. Ben 30 yıl çalışsam bunu ödeyemem. Sen şu kardeşini affet” der. Çocuk bakar ki adamın hakikaten hali vakti pek yerinde değil. Adamı affeder ve arabasına binip yoluna devam eder. Çocuk iki, üç ışık sonra tekrar durur. Derken yine büyük bir gürültüyle arabasına arkadan çarparlar. Çocuk arabadan iner bir de bakar ki yine aynı kamyon şoförü arabasına vurmuştur. Ancak bu sefer şoför kamyondan dışarı çıkmadan sadece kafasını pencereden uzatır ve:
-“Abi benim ben... Devam et!”

AJAN

    Amerika ile eski SSCB arasındaki soğuk savaşın en hareketli yılları... Amerika, Rusya'dan istihbarat almak icin oraya bir gizli ajan göndermeye karar veriyor. Ajan için yüzlerce aday arasından en iyi özelliklere sahip bir tanesi seçiliyor. Ajan yapılan tüm testlerden mükemmel sonuçlar alıyor, Rusçası mükemmel, hatta yerel şiveleri dahi cok iyi derecede konuşabiliyor, her türlü silahı başarıyla kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olağanüstü. Seçilen ajan haftalar süren çok zorlu eğitimlere tabi tutuluyor ve göreve hazırlanıyor. En sonunda görev zamanı geliyor ve ajan, Rus Hava sahasına gece gizlice giren küçük bir uçaktan paraşütle atlayarak görevin olduğu şehire yakın köylerden birinin civarına bırakılıyor. Yere başarıyla ve sessizce inen ajan paraşüt ve yanindaki diğer donanımı kamufle ediyor ve yanında getirdiği yerel giysileri giyerek civar köye doğru yola çıkıyor. Sabaha karşı havanın aydınlanmasıyla köye yaklaşan ajan, tarlasına gitmek için yola çıkan bir köylüye rastlıyor ve ona yanaşarak yerel aksanla ve mükemmel bir rusça ile gideceği şehre nasıl vasıta bulabileceğini soruyor. Köylü cevap veriyor:
- Amerikalı mısın?
şoka giren ve hayretler içinde kalan ajan cevap veriyor:
- Onu da nereden cıkardın? Köylünün cevabı:
- Bizim buralarda pek zenciye rastlanmaz da...

TEMEL'İN HASTALIĞI

    Temel akciğer kanseri olmuş. Doktorlar iki aydan daha fazla yaşaman mucize olur demişler ve ümitsiz olduğu için tedaviye de son vermişler. Öleceğini anlayan Temel, bütün eşiyle dostuyla helalleşmeye karar  vermiş. Fakat bizim Temel gördüğü herkese kendisinin AIDS hastalığına yakalandığını ve iki ay içinde öleceğini anlatıyor ve haklarını helal etmelerini istiyormuş. Tabii bunu duyanlar Temel'e helallik veriyorlarmış ama bir yandan da elini bile son bir defa sıkıp , kucaklaşmaktan kaçınıyorlarmış. Temel'in en iyi arkadaşı Dursun, Temel' in bu yaptığını duyunca sormuş; "Yahu Temel, anladık sen kanser oldun ölecen, neden millete AIDS oldum diyon, bak herkesi bir korku sardı" demiş. Temel ; "Yahu Tursun, öyle de öleceeezzz böyle de ölecez, bari karıyı sağlama alalım dedim."

TAMİRAT  

    Kadının evinde tamirat yapılacakmış, ancak o gün çok önemli bir telefon gelmiş ve kadının şehirden ayrılması gerekmiş. Böyle olunca kadın akşamdan ustabaşını aramış ve "benim yarın şehir dışında olmam gerekiyor" demiş,"siz boruları tamir ettikten sonra faturayı mutfak masasının üstüne bırakın, size çeki gönderirim...anahtar paspasın altında...bir Rottweiler'ım var, adı Brütüs...iri yarı görünür ama size  sorun çıkarmaz...yalnız ne yaparsanız yapın SAKIN PAPAĞANIMLA KONUŞMAYIN" Ertesi gün tamirciler gelmişler, anahtarı bulup içeri girmişler,işe koyulmuşlar...derken ustabaşı bir bakmış kadının Roottweiler'ı hakikaten bugüne kadar gördüğü en iri yarı en ürkütücü köpek, ama hiçbişey yapmadan halının üzerinde öylece uyukluyor...adam onu dert etmeden işini yapıyormuş ama, diğer yandan evin papağanının sabahtan beri çenesi hiç durmamış, avaz avaz bağırarak  bütün gün ustaları çileden
çıkarmış. Uustabaşı kadının sözlerini hatırlamış ve papağana tek kelime etmemek icin kendini tutmuş, ama papağanın çenesinden en sonunda adamın dayanacak hali kalmamış ve bağırmış: "Bana bak yeter be sabahtan beri milletin kafası şişti.. kapa çeneni!!!!!!!!" Bunun üzerine papağan ona bakmış bakmış vee.....
"PARÇALA ŞUNU BRÜTÜS !!!!!!"

RAHİBE

    Bir rahibe taksi çevirmiş ve yola çıkmışlar ama taksi sürücüsü aynadan sürekli rahibeye bakıyormuş, rahibe neden öyle baktığını sorunca adam, "çok özür dilerim rahibe, size birşey söylemek istiyorum ama kızarsınız diye de cok korkuyorum" demiş. Rahibe gülümsemiş: "Sevgili oğlum, benim yaşımda üstelik de rahibe olan birine ne söylersen söyle hoşgörülü davranacağına emin olabilirsin, bana her istediğini söyleyebilirsin." Bunun üzerine taksi şoföru "o zaman..." demiş.. "benim en büyük fantezim bir rahibeyle sevişmekti de...." Rahibe yine gülümsemiş: "Ah bu muydu sevgili oğlum...bakalm bunu nasıl halledebiliriz. Öncelikle bekar ve katolik olman gerekiyor..." "Evet evet ben bekarım ve katoliğim!!" "O zaman şurdan ormanlık yola sapalım.." ve ormana gelmişler, adam orada en büyük fantezisini gerçekleştirmiş. Herşey bittikten sonra rahibe bir bakmış adam ağlıyor... "Neyin var sevgili oğlum??"
"Rahibe beni bağışlayın ben size yalan söyledim, ben aslında evliyim ve yahudiyim" Bunu duyan rahibe gülmüş: "Ah sevgili oğlum kendini üzme aslında benim de ismim Kevin, homoyum ve kıyafet balosuna gidiyorum."

SIVI SABUN    

İki genç rahip gecenin bir yarısı duşa girmek üzere soyunmuşlar, tam duşa girerken yanlarına sabun almadıklarını fark etmişler. Rahiplerden biri giyinmeye gerek görmeden çıplak bir vaziyette sabun almak üzere üst kattaki odasına gitmiş. İki kalıp sabunu alarak duşların olduğu alt kata koşmaya başlamış. Yarı yolda bir bakmış ki karşıdan iki rahibe geliyor. Koridorda saklanacak yer yok, ne yapsın zavallı, hemen bir heykel ayağına yatarak, olduğu yerde hareketsiz dikilmiş. Rahibeler çıplak rahibin önünde durmuşlar ve heykelin ne kadar gerçeğe benzediğini konuşmaya başlamışlar. Rahibelerden biri aniden uzanıp rahibin aletini çekiştirmiş. Boş bulunan rahibin elindeki sabunlardan biri yere düşmüş. "Ah bakın" diye bağırmış çekiştiren rahibe, "bu heykel değil sabun otomatıymış." İkincisi bu tezin doğruluğunu test etmek üzere uzanıp aynı şekilde rahibin aletini çekistirmiş, doğaldır ki zavallı rahibin elindeki ikinci sabun da yeri boylamış. Üçüncü rahibe durur mu, o da asılmış. Tabii sabun yok. Bir daha çekiştirmiş. Iıııh. Bir daha, bir daha, bir daha derken sevinçle haykırmış "yaşasın bana sıvı sabun geldi..."  

    KALIBA OTURTMUŞ

    Adamın biri geneleve gitmis. Mamayla anlaşıp 3.kata çıkarken 1.kattaki odalardan birinin kapısının açık olması dikkatini çekmiş. Merakla içeri kafayı uzatıp bakmış, iri kıyım bir zenci ve kucağında pozisyon almış oturan çıtır bir hatun, ama ikisinde de hareket yok öylesine duruyorlar. Adamcağız bana ne ya deyip çıkmış 3.kata, işini görmüş. 1 saat sonra aşağı inerken bakmış ki aynı odanın kapısı yine açık ve çıtır hatun o pozisyonda halen zencinin kucağında oturuyor. Neyse inmiş aşağıya ödemeyi yapmis, ama aklı yukarıda ve dayanamayıp mamaya ''Özür dilerim bir şey sorabilir miyim?'' demiş. Mama da ''Tabii buyrun sorun'' demiş.
“1.kattaki zenci ve kucağındaki kız 1 saattir ayni pozisyonda hareketsizce duruyorlar, neden Acaba?? ''Mama:

''Haaa onlar mı? O kız daha yeni düştü de, kalıba oturttuk kendisini.”

    MAHKUM

    10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar:
"Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur:
"Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!
 

YENİLERİNİ OKUMAK İÇİN SIK SIK ZİYARET ETMEYİ UNUTMAYIN!