|
WHITEGUY
HOMEPAGE |
|
ANASAYFA | LİNKLER | KOSKOMİK | BİLİM&TEKNİK | SİZDEN BİZE | MUHTELİF | DOWNLOADS |
FIKRALAR - 2
TÜLEYMAN Öğretmen bir gün ögrencilerine
şöyle bir soru sormuş : |
ZİFAF GECESİ Uzun ikna turlarından
sonra Ermeni mahallesinin 17 yaşındaki güzeller güzeli ve yoksul
aile kızı ZIVART, mahallenin zengin ve yaşlı 75 yaşındaki MIGIRDIC
beyi ile evlendirilir. İlk gece mıgırdıc bey ölür. Durumu şüpheli
bulan savcılığın açtığı dava sonucunda mahkemede hakim sorar: |
HEYKELLER Yıllarca, iki
kahraman heykeli, biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda
parkta dururlarmış, bir gün bir melek cennetten gelene kadar... |
AJAN Amerika ile eski SSCB arasındaki soğuk savaşın en
hareketli yılları... Amerika, Rusya'dan istihbarat almak icin oraya bir
gizli ajan göndermeye karar veriyor. Ajan için yüzlerce aday arasından
en iyi özelliklere sahip bir tanesi seçiliyor. Ajan yapılan tüm
testlerden mükemmel sonuçlar alıyor, Rusçası mükemmel, hatta yerel
şiveleri dahi cok iyi derecede konuşabiliyor, her türlü silahı başarıyla
kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olağanüstü. Seçilen ajan
haftalar süren çok zorlu eğitimlere tabi tutuluyor ve göreve hazırlanıyor.
En sonunda görev zamanı geliyor ve ajan, Rus Hava sahasına gece gizlice
giren küçük bir uçaktan paraşütle atlayarak görevin olduğu şehire
yakın köylerden birinin civarına bırakılıyor. Yere başarıyla ve
sessizce inen ajan paraşüt ve yanindaki diğer donanımı kamufle ediyor
ve yanında getirdiği yerel giysileri giyerek civar köye doğru yola çıkıyor.
Sabaha karşı havanın aydınlanmasıyla köye yaklaşan ajan, tarlasına
gitmek için yola çıkan bir köylüye rastlıyor ve ona yanaşarak yerel
aksanla ve mükemmel bir rusça ile gideceği şehre nasıl vasıta
bulabileceğini soruyor. Köylü cevap veriyor: |
TEMEL'İN HASTALIĞI Temel akciğer kanseri olmuş. Doktorlar iki aydan daha fazla yaşaman mucize olur demişler ve ümitsiz olduğu için tedaviye de son vermişler. Öleceğini anlayan Temel, bütün eşiyle dostuyla helalleşmeye karar vermiş. Fakat bizim Temel gördüğü herkese kendisinin AIDS hastalığına yakalandığını ve iki ay içinde öleceğini anlatıyor ve haklarını helal etmelerini istiyormuş. Tabii bunu duyanlar Temel'e helallik veriyorlarmış ama bir yandan da elini bile son bir defa sıkıp , kucaklaşmaktan kaçınıyorlarmış. Temel'in en iyi arkadaşı Dursun, Temel' in bu yaptığını duyunca sormuş; "Yahu Temel, anladık sen kanser oldun ölecen, neden millete AIDS oldum diyon, bak herkesi bir korku sardı" demiş. Temel ; "Yahu Tursun, öyle de öleceeezzz böyle de ölecez, bari karıyı sağlama alalım dedim." |
KALIBA OTURTMUŞ
Adamın biri geneleve gitmis. Mamayla anlaşıp 3.kata çıkarken
1.kattaki odalardan birinin kapısının açık olması dikkatini çekmiş.
Merakla içeri kafayı uzatıp bakmış, iri kıyım bir zenci ve kucağında
pozisyon almış oturan çıtır bir hatun, ama ikisinde de hareket yok öylesine
duruyorlar. Adamcağız bana ne ya deyip çıkmış 3.kata, işini görmüş.
1 saat sonra aşağı inerken bakmış ki aynı odanın kapısı yine açık
ve çıtır hatun o pozisyonda halen zencinin kucağında oturuyor. Neyse
inmiş aşağıya ödemeyi yapmis, ama aklı yukarıda ve dayanamayıp
mamaya ''Özür dilerim bir şey sorabilir miyim?'' demiş. Mama da
''Tabii buyrun sorun'' demiş. |
SIVI SABUN İki genç rahip gecenin bir yarısı
duşa girmek üzere soyunmuşlar, tam duşa girerken yanlarına sabun
almadıklarını fark etmişler. Rahiplerden biri giyinmeye gerek görmeden
çıplak bir vaziyette sabun almak üzere üst kattaki odasına gitmiş.
İki kalıp sabunu alarak duşların olduğu alt kata koşmaya başlamış.
Yarı yolda bir bakmış ki karşıdan iki rahibe geliyor. Koridorda
saklanacak yer yok, ne yapsın zavallı, hemen bir heykel ayağına
yatarak, olduğu yerde hareketsiz dikilmiş. Rahibeler çıplak rahibin önünde
durmuşlar ve heykelin ne kadar gerçeğe benzediğini konuşmaya başlamışlar.
Rahibelerden biri aniden uzanıp rahibin aletini çekiştirmiş. Boş
bulunan rahibin elindeki sabunlardan biri yere düşmüş. "Ah bakın"
diye bağırmış çekiştiren rahibe, "bu heykel değil sabun otomatıymış."
İkincisi bu tezin doğruluğunu test etmek üzere uzanıp aynı şekilde
rahibin aletini çekistirmiş, doğaldır ki zavallı rahibin elindeki
ikinci sabun da yeri boylamış. Üçüncü rahibe durur mu, o da asılmış.
Tabii sabun yok. Bir daha çekiştirmiş. Iıııh. Bir daha, bir daha,
bir daha derken sevinçle haykırmış "yaşasın bana sıvı sabun
geldi..." |
KÖPEK İLE TAVŞAN Köpeği ile yaşayan bir genç İstanbul’da
bir bahçe katı daire kiralar. Dairenin önünde bir teras vardır. Yan
dairede de ev sahibi yaşlı kadın ve oğlu oturmaktadır. İki dairenin
teraslarından birbirine geçilebilmektedir. Kiracı genç taşınırken
ev sahibinin oğlu kiracıya şöyle der: " Köpeğinize ne olur
dikkat edin, annemin tavşanına birşey yapmasın. Annem yaşlı, o
hayvana da çok bağlandı, tavşana birşey olursa yaşayamaz."
" Tavşanın kafesi terasta duruyor, aman dikkat". Kiracı da
dikkat edeceğını söyler. Gel zaman git zaman, köpek ve tavşanın
birbirileri ile hiçbir sorunu olmaz, beyaz tavşan da iyice büyür. Tavşan
bazen kafesinde duruyor, bazen de terasta dolaşıyordur. Bir gece köpek
ağzında birşey ile sahibinin yanına gelir. Sahibi bir de bakar ki köpeğin
ağzındaki şey ev sahibinin beyaz tavşanı, ama ölü ve çamur içinde!
Kiracı paniğe kapılır, ölü tavşanı alıp bir güzel yıkar, tüylerini
saç kurutma makinası ile kurutup kabartır ve usulca yan terasa süzülüp
tavşanı kafesine bırakır. |
ANASAYFA | LİNKLER | KOSKOMİK | BİLİM&TEKNİK | SİZDEN BİZE | MUHTELİF | DOWNLOADS |